Kayıtlar

Ağustos, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

BAYTARNAME

Resim
(alıntıdır)    Atın tımarın kendin yap da ar sanma,    Yemini çifte ver eksiğin kar sanma,     Kendi elinle atın illere salma,    Ağır devlet, her kuvvet eşkin bir atla gerek.                                                                          Dadaloğlu      Mehmet Kadızade'nin baytarnamesinde at bakımı hakkında şu açıklamalar vardır:  Yerini gayet kuru ve temiz tutmak Altına kuru at gübresi dökmek İşeyeceği yerin altına kap tutmak Uzun günlerde arpasını güneş varken vermek Atı temiz ve tavlı etmek için, gece yarısı su vermek, kaba kuşlukta su vermek,bir de ikindi zamanı su vermek, Atın yelesini, kuyruğunu apış arasını sıcakça su ile yıkamak Günde iki defa iyi tımar etmek Ayaklarının açılması için bazen 3 gün atı yatırmayıp gezdirmek Yürümeyen ata beş gecede bir kepek arpa vermek Ata binerken üzengiye kuvvetli basmamak Sipahi şöyle olmalıdır: Üzenginin altına bir akçe koysa iki konak yer gitse akçeyi düşürmemelidir.    Ali Rıza A

TÜRKİYE'DE ATÇILIĞIN TARİHİ GELİŞİMİ

Resim
     (alıntıdır)      Türkler Orta Asya'dan Anadolu'ya yaptıkları göçlerde ve savaşlarda atlardan büyük ölçüde yararlanmışlardır. Oğuz Türklerinin Anadolu'daki zaferlerinde ve Haçlı savaşlarında kazandıkları başarılarda çevik ve kolay sevkedilen atlardan oluşan süvari birliklerinin önemli rolü olmuştur.      Osmanlıların ordularında da süvari birlikleri önemli bir yer işgal etmiştir. Niğbolu savaşında 40.000 , Mohaç savaşında ise 166.000 süvari bulunduğu belirtilmektedir. 16. yüzyılda Osmanlı ordusundaki süvari miktarı 200.000 'e kadar çıkmıştır. Osmanlıların büyük bir süvari gücüne sahip olduğu dönemlerde Anadolu'da at yetiştiriciliğine çok önem verilmiş bulunmakta idi. Halk elinde de at yetiştiriciliğinin o zaman çok ileri olduğuna dair bir çok belgeler mevcuttur. Ayrıca devlet, kurduğu büyük teşkilatlarla da at yetiştiriciliğini teşvik etmekte idi.     Modern haraların Avrupa'da henüz bilinmediği 15. ve 16. asırlarda Türkiye'de hara teşkilatına ben

TÜRK'LERDE AT YETİŞTİRİCİLİĞİNİN TARİHÇESİ

Resim
(alıntıdır)      At tarihte bütün milletler tarafından sevilerek yetiştirilmiştir. Fakat Türklerin at yetiştirmede ve kullanmada daha özel bir yeri vardır. Atı ilk evciltenlerin Orta Asya'daki eski Türk kavimlerinin olduğu bilinmektedir. Eski Türkler atla çok yakından ilgilenmişler onu sevmişler ve benimsemişlerdir. Göçlerle diğer ülkelere de atı götürmüşler, gittikleri ve yerleştikleri her yerde at, yaşamlarında ve savaşlarda en büyük yardımcıları olmuştur.      At asırlar boyu Türklerin folkloruna, şiirlerine, spor ve oyunlarına girmiştir. At; Türk zenginleri kumandanları, beyleri ve padişahları için daima bir şan ve şeref vesilesi olmuş; bu kişiler her zaman en iyi atları yetiştirerek en iyi atlara sahip olmak istemişlerdir. Ölen atlarına merasim, anıt ve mezar yaptıran kumandan ve padişahlar vardır.      At yetiştiriciliğinde gelenek haline gelmiş ve pek çoğu bugünkü bilimsel verilere uygun olan yetiştirme ilkeleri Türkler tarafından ortaya konulmuştur. İyi bir atın