Kayıtlar

Şubat, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

METE HAN'IN ÇİN'E MEKTUBU

Resim
METE HAN'IN ÇİN'E MEKTUBU Tanrının lütuf ve inayeti, subay ve askerlerimizin mükemmelliği, dayanıklı atlarımızın üstün gücü ile düşmanlarımıza baş eğdirdik. Yüe-çileri mağlup ettik, bazılarının kafasını kestik, bazılarına diz çöktürdük. Bundan başka Lo-lan, Vu-sun, Hu-chie topluluklarıyla civardaki 26 krallığı egemenliğimiz altına aldık ve düzene kavuşturduk. Böylece bunların hepsi büyük Hun ailesinin bir parçası oldu. Yay çekebilen ve kullanabilen bütün kavimler bir tek aile haline geldi. Şimdi bütün kuzey ülkesi barış içinde. Artık silahlarımı bırakıp, askerlerimi dinlendirmek ve atlarımı otlağa çıkarmak arzusundayım. Geçmişte olan olayları unutmak, eski antlaşmalarımızı tekrar yürürlüğe koymak istiyorum. Devletlerimizin sınırlarında oturan halklar güvenlik ve barış içerisinde yaşasın. Çocuklarımız korkusuzca ve serbestçe oynayıp büyüsün. Yaşlılarımız da endişesiz ve üzüntüsüz bir hayat sürsün. Halkımızın nesilden nesle böyle endişesiz ve huzur içerisinde yaşamasını

METE HAN ÇİN'E KARŞI

Resim
                                                  METE HAN ÇİN'E KARŞI Büyük at ve koyun sürülerini besleyen ve Hunlar'ın daha önce Çinliler'e kaptırdıkları kuzey Çin'deki otlaklarını geri almak için kuzey Çin'e girdi ve Ordos bölgesini ele geçirdi. Doğuya doğru ileri harekatına devam eden Mete Sarı Nehir'in doğusunda bulunan Yen ve Tai ülkesini kontrol altına aldı. Bu askeri harekatın sonucunda hemen hemen bütün kuzey Çin Hunlar'ın egemenliği altına girdi.Bu durum sonucunda Mete Han ve Çin imparatoru karşı karşıya geldi.İmparator Kao 320 000 kişilik ordusuyla Mete Han'a karşı harekete geçti.  İmparator Kao Mete Han'a 10 kişiden oluşan bir elçilik heyeti gönderdi. Bu gerçek bir elçilik heyeti değildi. Bu heyette bulunanlar casus idi. Bunların asıl görevi Hun ordusunun durumunu öğrenmek idi. Mete Han keskin zekasıyla bu durumun hemen farkına vardı ve esas askeri gücünü ve ekonomik gücünü ormanlarda gizleyerek, karargahında yaşlılar, çocuk

METE HAN YÜKSELİYOR

Resim
METE HAN YÜKSELİYOR Mete idareyi ele aldığı zaman, Tunghular güçlerinin zirvesinde idiler. Mete'nin babasını öldürdüğünü ve bizzat tahta oturduğunu öğrenen Tunghular, Teoman'a ait bir günde 500 km koşan atı istediklerini söylediler. Mete konuyu devlet meclisine taşıdı. Onlar böyle bir atın verilemeyecek kadar değerli olduğunu söylediler. Mete şöyle dedi: Ben nasıl bir atı komşu devletten üstün tutabilirim? Atı teslim etti. Tunghular Mete'nin kendilerinden korktuğunu zannettiler ve utanmadan Mete'nin cariyesini de istediler. Mete konuyu devlet meclisine taşıdı. Meclisteki herkes sinirlenmiş olarak bağırdı. ''Tunghular da ahlak diye bir şey yok. Biz onlara saldırmayı teklif ediyoruz'' dediler. Mete dedi ki: ''Ben nasıl bir kadını komşu devletten üstün tutabilirim?'' Cariyesini de teslim etti. Fakat Tunghu hükümdarının haksız istekleri daha da arttı. İki devlet arasında kullanılmayan bir toprak parçası vardı. Burada sadece

ALP ER TUNGA ÖLDÜ MÜ?

Resim
ALP ER TUNGA ÖLDÜ MÜ? Alp Er Tunga öldi mü? Issız ajun kaldı mu? Ödlek öçin aldı mu? Emdi yürek yırtılur. Ödlek yarağ közetti Oğrun tuzağ uzattı Begler begin azıttı Kaçsa kah kurtulur? Begler atın urgurup Kadgu anı turgurup Mengzi yüzi sargarup. Korkum angar türtülür. Uluşup eren börleyü Yırtıp yaka urlayu Sıkrıp üni yırlayu Sıgtap közi örtülür Könglüm için ötedi. Yitmiş yaşıg kartadı Kiçmiş ödig irtedi Tün kün kiçip irtelür  ALP ER TUNGA ÖLDÜ MÜ? Alp Er Tunga öldü mü? Kötü dünya kaldı mı? Felek öcünü aldı mı? Şimdi yürek yırtılır. Feleğin silahı hazır Gizli tuzak kurdurur Beyler beyini vurdurur Kaçsa nasıl kurtulur? Beyler atlarını yorup Kaygıdan çaresiz durup Beti benzi sararıp Sarı safrana döndüler. Erler kurt gibi hıçkırdı Yaka bağır yırtıp durdu Acı ağıtlar çığırdı Yaş akar gözler kurur Gönlüm içinden yandı. Kapanmış yarayı deşti Geçmiş zamanı andı. Geçen günler nerdedir ?