MCGbilgi

EMİR TİMUR (alıntıdır)     Timur, Asya'da bir kasırga gibi esti ve arkasında bütün dünyaca tanınan bir isim bıraktı. Orduları Moskova'dan Delhi'ye, İzmir ve Filistin'den Çin'e kadar giderek bütün o devrin dünyasını titretti. Bütün bu seferler zaman ve mekan tanımaz bir tarzda icra edilmişti. Bazı Avrupalı tarihçiler Makedonyalı İskender ve Napolyon'un seferlerine bakarak onları tarihe en büyük asker ve cihangir olarak göstermeye çalışırlar. Fakat Timur'un seferleri ele alınacak ve km. olarak hesaplanıp kıyaslanacak olursa, İskender ve Napolyon'un bu hususta onunla mukayese edilemeyeceği açıkça görülecektir.      Bu seferler ve zaferler sonunda Timur'un şöhreti bütün dünyada hemen yayıldı, asırlarca bir dehşet siması ve efsanevi bir kahraman olarak yaşadı. Pek çok yazar ve sanatkara konu oldu. Evet o göçebe fatihlerin sonuncusudur. Fakat o Rus tarihçisi Barthold'un ifade ettiği gibi sadece ''bir eşkiya çetesi reisi ''

CAMPUS MAURİACUS SAVAŞI      Aetius ile karşı karşıya gelen Attila savaşa başlamadan önce askerlerine önemli bir nutuk irad etti. Attila, düşmanın birleşmiş kavimlerden oluştuğunu ve birleşmenin de korku alameti olduğunu, belirterek ordusunu cesaretlendirdi. Kaynakların fala çok meraklı olduğunu belirttiği Attila, savaşın sonunu öğrenmek üzere kahinlere başvurdu. Bir hayvan kesilerek kemiği ateşte yakıldı. Kahinin bildirdiğine göre, Hunlar mağlup olacak, ancak düşmanın komutanı ölecekti.Attila ölecek olan düşman komutanının Aetius olacağını düşünmüş ve onu ortadan kaldıracağı için memnun olmuştu. Yenilgi ihtimaline karşı kendisini sağlama almak isteyen Attila, ordusunun asıl kuvvetlerini kendi etrafına konuşlandırmıştı. Hun ordusunun ağırlığını Germen birlikleri oluşturuyordu ve Hun kuvvetleri azınlıkta bulunuyordu.       Attila bu yüzden Hun süvarilerine uygun olan geleneksel taktiğinden vazgeçti. Daha çok piyade olarak savaşmaya alışkın olan Germenlere uygun bir savaş

ATTİLA'NIN BATI ROMA'YA HÜCUMU       450 yılında Doğu Roma imparatoru Theodosios attan düşerek ölmüş ve yerine Marcianus geçmişti. Marcianus Hunlar'a karşı daha cesur bir siyaset uygulamaya başlamıştı. Attila, Doğu Roma'dan Theodosios devrinden kalan vergileri isteyince Marcianus, ''  vergi vermeyeceğini, dostları için hediyeleri, düşmanları için ise orduları olduğunu söylemişti. '' Bu çok cesur bir hamleydi, ancak bu cesaret cahillikten geliyordu. Doğu Roma devleti ne kadar dibe batmış olursa olsun itibarını korumak için böyle çılgınca işlere girişebiliyordu. Marcianus'un sözleri Attila'yı nereden başlayacağı konusunda küçük bir tereddüde düşürse de, Attila orduları henüz yıpranmadan daha güçlü bir düşman olan Batı Roma'yı bertaraf etmenin daha uygun olacağına karar verdi. Çok akıllı bir devlet adamı olan Attila, hedef şaşırtmak için hem Doğu Roma'ya hem de Batı Roma'ya elçiler göndererek, imparatorlara tehdit kokan bir me

BÜYÜK SUİKAST    Doğu Roma bu durumu değiştirmek için tek çarenin Attila'yı ortadan kaldırmak olduğunu anlamıştı. İmparator Theodosios'un muhafız alayının komutanı olan Chrysaphius, mevkidaşı Edekon'u kandırabileceğini düşünüyordu. Zira Edekon Doğu Roma sarayları karşısında hayranlığını gizleyememişti. Chrysaphius, tercüman Bigila aracılığıyla Edekon'u suikast için ikna etmeyi başarmıştı. Edekon kendisi ve diğer muhafızlar için 50 libre altın istemiş; ancak parayı hemen kabul etmemişti. Çünkü o kadar altınla geri dönerse Attila ondan şüphelenebilirdi. Chrysaphius, bu planı imparator Theodosios'a da kabul ettirdi. İmparator Orestes ve Edekon ile birlikte ünlü hukukçu Maximinus'un başkanlığında bir elçilik heyeti gönderilmesine karar verdi. Bu heyetin içerisinde tercüman Bigila ve katip Priskos'ta bulunacaktı. Bigila planın yürütülmesinden sorumluydu; Maximinus ile Priskos'un ise suikast planından haberleri yoktu.    Heyet Hun başkentine gel