Atalarımızın Oynadığı Cirit Oyunu


  Dehri, cirit hakkındaki incelemesinde, cirit atlarının bakım ve besleme usulünü aşağıdaki şekilde tespit etmiştir:
   İlk yaz ayları gelir gelmez, her binici atının ''çiğini aldırmak'', tırnaklarını alıştırmak için, atını biraz uzak pınardan sulamaya götürür. Beş-on gün sonradan boş tarlalarda, meydanlarda koşuya alıştırır, ''boş böğürlerini yırttırmak için koşturur. Bir çok oyunlar öğretmek için çalışır. Cirit ilk yaz ve güzün yapılır. Son güz gelip kış bastırınca avlaklara koşarlar, atlarını hem aralık ve hem de ''kürtün'' (kar yığını) atlamaya alıştırırlar. Avlar pişirilir ve yenilirken eğlenilen yerlerde atlara yeleden sağrıya doğru uzun tüylü yünlü dokumaları örterler. Başına da boş bir torba asarak kar üstüne bırakırlar. 
     
       Bu sürekli çalışma ve yorulma atlar için mükemmel bir idmandır. Cirit için istenen don, nişane ve özellikteki at ciritte beklenilmeyen bin yönden değnek yer yahut yarışta ön verirse artık binicinin elinden yem, saman yemez, o hayvan mahvolmuştur. Bu at, çingene kazığına bağlanıncaya kadar yani çingenelere satılıncaya kadar bir utanma sebebidir. Ve atın yurt değiştirmesi gerekli sayılır. 

    Taylar altı ay analarını emerler, yedinci ay sütten kesilirlerse de en doğrusu anasının karnında yattığı ay, gün sayısınca süt emmesi gereklidir. Taya arpa, yaş veya kuru ot yedinci aydan itibaren verilir. memeden kesilme çağına değin yavaş yavaş yeme alıştırılmaları yararlı olur. 

     Taylar iki yaşına girinceye değin yuvarlanmaz. Başı boş gezerler. iki buçuğuna basınca başına bir yular geçirilir ve bir kaç gün yedekte gezdirilerek yulara alıştırılır. Daha sonraları bir terki heybesine 
6,5kg kadar ağırlık konularak çulunun üstüne vurulur, yine yedekte 5-10 güz gezdirilir. Bundan sonra tek kolan çekip, heybenin üstünde 8-10 yaşlarında bir çocuk bindirilir. Bir ayda böyle gezdirilir. 

    Bu sırada yüke, yulara oldukça alışmış olacağından artık bir kazığın etrafında çifte yularla dönmeye alıştırılır. Yalar gittikçe daraltılır. Bu suretle gayet küçük bir sahada süratle dönmesi temin edilir. 

   Her dönmeden çıkar çıkmaz hayvana, sağ ön ve sol arka ayaklara birer köstek vurarak bir müddet gezdirilir. Kösteklerden maksat, ciritte bir taraflı dönmesi istenildiğinden, köstekli hayvanın bir tarafa, sola dönmesini temin etmektir. Dönme ve köstek işi 2-3 ay devam eder. Dönmeye önce 15 adımlık bir çapla başlanır. Daralta daralta 5 adıma kadar ve sonra atın yatabileceği bir yer genişliğine kadar daraltılır. Bazı biniciler '' kalbur içinde döndürünceye dek'' uğraşırlar. Kalın ve kısa boyunlu atlar, ciritte dönme oyunlarını kısa yapamazlar. Başı da alınmayacağı için kendi de, binici de bolca değnek yer.

    


    Ciritte bazen sağa dönmekte gerektiğinden sola dönmek için kösteklenen çapraz bacaklar yerine, sol ön ve sağ arka bacaklar kösteklenir. Bu suretle hayvan sağa dönmeye de alıştırılır. 

     Üç yaşına giren, çayır yiyen taylar, çayırdan çekildiği gün bir parça katran yutturulup dama çekilir, on beş gün kuru çayır otu, on beş günde biraz ıslatılmış arpa yedirilir. Bundan sonra ağzına keçeli hafif bir zincir, üzerine hafif bir eyer vurularak bir kaç gün yedekte dolaştırıldıktan sonra artık üstüne binip yavaş yavaş yürümeye alıştırılır. Bu sırada tayın ayak atışına, kuyruk tutuşuna, baş kesişine, soluk alışına pek dikkat etmek gerekir. Çünkü ''atlar beş yaşına girinceye dek, çayırdan çayıra huy değiştirir.'' derler. 
     Üstüne binilip yürümeye alıştırılan bu taylar; yalnız dizgin kırmakla kolayca eşkine alışıverirse (atın bir çeşit hızlı yürüyüşü) o tayın ileride iyi bir at olacağı anlaşılır. Süratli eşkine geçerse, uzun yolculuklarda yorulduğu zaman sürçmek, kapanmak korkusu olmakla beraber çok iyi koşu ve yarış atı olacağına inanılır.

   Rahvan yürüyüş için çalıştırılırsa, at bu yürüyüşünde çok yol kateder. Kolay kolay yorulmazsa da biraz sıkıştırılınca tay tırısına çevirdiğinden, tay tırısında kapanmak daha çok olduğundan, eşkine çevirmesi için devamlı dizgini kırılır ve böylelikle adi yürüyüşe alıştırılır. 

    Tay tırısı, taylar analarının yanında koşarken alıştıkları yürüyüştür. Bu sırada çayın üzgünlüğü (ishal, hamlaşma) de geçmiş bulunduğundan her gün sabahleyin erkenden yumuşak kuru bir tarlada başı boş koşturulur. Tayın yorulup köpürmemesi için de çok sıkıştırılmaz. Bu ilk öğretim bittiği sıralarda yaz sıcaklığı başlamış olacağından tırnağın taşlara çarparak zedelenmemesi ve bunu takiben tırnağın devamlı olarak korunması için dört ayağı da kayar ettirilir. Yani tırnağın yalnız pürüzleri alınır, tırnak kesilmez nallanır. Bu suretle tırnak nala alıştırılır, hem de bozulmaz. Üç dört gün önce sulanmış, kabarmış bir tarlada tayın başı bırakılır ve ilk defa üzengi takılır ve dokundurulur. Bu suretle hayvanların ''böğürleri yırtılmaya '' başlar.

        Bir saat kadar süren bu ''seyirdim'' sırasında tay art nallarının birisini attıysa iyi, atmadıysa ahıra çekilip bir kaç gün bolca kara turp yedirilir. Bundan maksat barsaktaki parazitleri attırmaktır. 
    
     Nalı atmayan atların art bacaklarının kuvvetsiz olduğu ve bunun da parazitlerden ileri geldiği kabul edilir. 
  
    Bundan sonra tekrar gönen olmuş bir tarlaya salınır, bu defa tay mutlaka nalın birisini; kuvvetli, aygır olmaya elverişli taylar ikisini de atar. Bundan sonra artık tırnaklar kesilir. Nallatılır ve cirit öğretilmeye başlanır. 
    
    Cirit oyunu, eyer boşaltma, ağız kırma, yan atlama, sesleme, değnek çıkımı, gem alma gibi bir kaç oyundan ibarettir. Bu oyunlara birden bire alışıvermek, genç bir aygır için kolay bir şey değildir. Hayvan gem almaz veya gemi azıya alıverirse, karadamak vurulur. İlk önce karadamağa alışan tay, sonraları çebişle, şebeşle, hele bir de suyu suyuna uygunsa ağız kösteği ile istenilen yolda yürütülebilir. At bir kez geme alışıp ta ağız kırmayı belleyince ötesi kolaydır. Diğer oyunları 5-10 gün içinde öğrenir. 
      
       O yılın güz oyunları başlayınca, oyuna hazırlanmış taylar cirit meydanına çulu ile veya tam düzenli olarak getirilir. Yine oyuna sokulmaz, girse de yorulup köpürmemesi için bir kaç il varır gelir. Bu da yalnız sese ve değnek çıkmasına alıştırmak içindir. Bu suretle tayda denenmiş olur. Kara kışta çukurlar, kürtünler atlamaya alıştırılır. İlk yaza doğru boş böğürler yırtılır ve çayıra salınır; çayırını aldıktan sonra savrulmamış arpa yedirmeye çekilir. Baharda dört yaşına girip çayıra salınan bu tay artık gereği gibi bir at olmuştur. O yıl ciride çıkar, binicisi iyi bir ciritçi ise her oyunda not kazandırır. 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

TİMUR'UN MEMLUK SULTANI BERKUK'A GÖNDERDİĞİ MEKTUP

METE HAN'IN ÇİN'E MEKTUBU

BİRAZ DA GÜLELİM